Proje Odası Artvarium’da Mürüvvet Türkyılmaz Sergi

Proje Odası Artvarium’da Mürüvvet Türkyılmaz Sergisi Tarih: 29 Mayıs 2007
Artvarium, müzenin içinde koleksiyona ait olmayan eserlerin sergilendiği, sergi mekânının hem içinde hem dışında bir odacık. Mekândan üç basamaklık bir kota farkı ile ayrılarak uzaklaşan ve müzenin kalıcı sergisinin gösterimde olduğu her iki salondan da bağımsız olan bu oda, cam duvarı sayesinde hem alt hem de üst kattan görünür kılındığından bir o kadar da mekana dahil. Burada yer alan sergiler, koleksiyondan bağımsız bir söz söyleme hali içindeyken, camdan dışarı süzülerek koleksiyonun diğer parçaları ile bir diyaloğa giriyorlar.

31 Mayıs’ta açılan yeni Artvarium sergisi, Mürüvvet Türkyılmaz’a ait. Türkyılmaz, bu mekân için özel olarak ürettiği desenlerini “Başı Göğe Erenler” başlığı altında, bir ses enstalasyonu ve resimleri arasındaki ufuk çizgisini tamamlayan yazı-çizgileri ile birlikte sergiliyor. En erken dönemlerinden bu yana Türkyılmaz’ın eserleri arasında daima bir bağlantı, söz birliği kurgusu kolaylıkla gözlenebilir. Seçtiği obje ve imgeler, hatta teknikler, dönüp dolaşıp, yepyeni bir duruşla bambaşka bir eserinde boy gösterir ve eski duruşlarıyla ilgili yeni bir söz söylerler. Aynı şekilde eserler, üzerlerinde harcanmış uzun soluklu düşünme ve üretim sürecini de yanı başlarında görünmez çerçeveler içinde gururla sergiler. Eserinin kuramsal altyapısını “el emeği, göz nuru” besler; öyküsel söylem imgeler şölenine dönüşür.

Artvarium içinde yerleştirilmiş bu resimler dizgisi, yine sanatçının daha erken dönemlerinde kullanmış olduğu kâğıt üzerine grafit tekniği ile üretildi. Bu tekniği uygularken sanatçı, bir nesnenin sınırlarını çizmek yerine desen kavramını tersine çevirerek ve bu sınırları boş bırakıp etraflarını doldurmak yöntemini kullanıyor. Eserlerinde zaman ve mekân kavramıyla ilişkili olan coğrafya, sınır, harita, haritalama, hızlı sosyal yaşam içinde yalnızlık ve parçalanma gibi konularla ilgilenen Türkyılmaz, bu resimler bütününde de kendi deyimi ile “ufuk çizgimizi değiştiren dikey yapıların, ufkumuzun sınırlarını zorlaması, bu sınırlarla oynayıp yeniden belirlemesi” ile oluşan ikilemi sorguluyor. Bu sorgulamayı yaparken kullandığı imgeler, gündelik hayatımızda başımızı yukarı kaldırıp baktığımızda göğü deldiğine tanık olduğumuz ve bizi dehşete düşürecek kadar yüksekken, bir o kadar da sıradanlaşmış nesneler. Türkyılmaz’a göre, “Gelişmekte olan ülke, şehir, kasaba tanımları, yatay olandan dikey olana yerini bırakırken, iletişim, erişim yollarının radyo kuleleri, petrol kuleleri, yüksek gerilim direkleri, vs. ile çizilmesi sosyal yaşam hızımızı da belirlemekte.”

Türkyılmaz’ın bu eserlerinin, 30 katlı bir gökdelenin giriş katında konumlanmış olan bir mekânda sergilenmesi, elbette ki tesadüf değil. Mürüvvet Türkyılmaz, “Sınıf farklılığının açtığı derin uçurumlarda, göğü delen yapıların temel atma törenleri düzenlenmekte. Bakalım başımız göğe erecek mi?” derken bir yandan bu gibi yapıların fiziksel ve politik yaşantımızda durduğu yeri sorguluyor, bir yandan da onların kaçınılmaz varlığı içindeki yerini arıyor.

Mürüvvet Türkyılmaz sergisi, 31 Mayıs – 14 Temmuz 2007 tarihleri arasında Proje4L / Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi'nde görülebilir.